Sabahattin İsmail Yazdı: Büyükelçi Uluçevik’in Önerileri Ve Milli Onurumuzu Korumak

BM ve ABD/AB emperyalizmi ile destek oldukları ırkçı, hegemonyacı, hakimiyetçi , yayılmacı Rum-Yunan ikilisi, hep bir olmuş, inanılmaz bir inatla yeniden üzerimize geliyorlar…
Son birkaç ayda olanlara bakın!
Önce ABD ve AB’ın değişik düzeydeki yetkililerinin açıklamaları ve perde gerisi baskı ve şantajları ..
Ardından, Avrupa Parlamentosu kararı ve oradan gelen açıklamalar…
Sonra Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi başkanının açıklamaları…
Sonra ABD ve İngiltere’nin Güneydeki Büyükelçilerinin baskıcı açıklamaları…
Ve nihayet BM Güvenlik Konseyi Başkanlık açıklaması…
Şimdi de BM Genel Sekreteri’nin, “iki bölgeli, iki toplumlu federasyon” zemininde, görüşmeleri 2017’de Crans Montana’da Rum tarafının çökerttiği noktadan yeniden devam ettirmek için çağrı yapma ve bir özel temsilci atama hazırlığı…
Niye şimdi, bu zamanda, bu denli hareketlendiler?
Çünkü Türkiye’nin içinde bulunduğu zor ekonomik koşullar ve taze para ihtiyacı nedeniyle, dik duramayacağını, geri adım atacağını ve taviz vermek zorunda kalacağını düşünüyorlar
Asla tam üye yapmayacakları Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini yeniden başlatma, gümrük birliği ve vize serbestisi gibi konularda bazı düzenlemeler yapma ve mültecilerle yasadışı göç unsurlarını Türkiye’de tutma karşılığı bir miktar maddi yardım yapma karşılığında, Türkiye’nin iki devletli çözüm politikasından, Mavi Vatan’dan ve Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve çıkarlarımızdan vaz geçeceğini değerlendiriyorlar.
Bu nedenle Nisan 2021’de BM’ye verdiğimiz İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM önerimizi, CB Erdoğan’ın Eylül 2022’de BM Genel Kurulu’nun 77. Toplantısında yaptığı ve 12 Haziran 2023’de KKTC’de tekrarladığı “TANINMA OLMADAN, AMBARGOLAR VE ULUSLARARASI TECRİT KALDIRILMADAN, EGEMEN EŞİTLİK VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ TEYİT EDİLMEDEN GÖRÜŞMELER BAŞLAYAMAZ” şeklindeki milli politikamızı hiç dikkate almıyorlar…
Papağan gibi bildiklerini okuyorlar….

İKİ NEDEN

Bu aşağılayıcı ve kendini beğenmiş tavırlarının iki nedeni var:

1- Baskılar karşısında korkup veya sahte vaatler karşısında yeniden aldanıp Annan Planı günlerinde ve Crans Montana sürecinde yaptığımız hataları yeniden yapacağımızdan emindirler

2- İki devletli çözüm politikasına geçtikten sonra sahada atmamız gereken adımları atmayışımızdan ve eski federasyon dönemi uygulamaları aynen sürdürmemizden, iki devletli çözüm konusunda ciddi olmadığımızı değerlendiriyorlar
Her iki konuda da çok yanıldıklarını göstermek sadece milli Kıbrıs davamızdan, Mavi Vatan’dan ve KKTC’den asla ödün vermeyeceğimizi göstermek için değil, aynı zamanda MİLLİ ONURUMUZU, TÜRKLÜĞÜ ŞEREFİNİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN SAYGINLIĞINI KORUMAK İÇİN DE ŞARTTIR
Bu bağlamda sahada atılması gerek 7 adımı dünkü yazımda anlatmıştım. Bugün de Kıbrıs davasının yaşayan en büyük ve en değerli uzmanlarından Emekli Büyükelçi Tugay ULUÇEVİK’İN, önerilerini aktarmak istiyorum.

ULUÇEVİK’İN ÖNERİLERİ

KKTC Bağımsızlık Bildirgesi’nin hazırlanmasında da önemli görev üstlenen ve sürekli temasta olduğum değerli büyüğümüz Uluçevik şöyle yazmıştır:
“ Son 32 aydır sürekli yazmaktayım:
KKTC’nin iyi niyetle de olsa BM Genel Sekreteri (BMGS) ve onun ekibiyle “federal çözüm” hedefine yönelik olarak BM Güvenlik Konseyi tarafından tarif edilmiş ve yapılandırılmış olan BMGS’nin “iyi niyet” (good offices) misyonu çerçevesindeki temas ve görüşmeleri SONLANDIRMASI gerektiği görüşündeyim.
Çünkü BMGS bu temas ve görüşmeleri raporlarında anlatmaktadır. Bu temas ve görüşmeleri “BM Güvenlik Konseyi’nin belirlediği federal çözüm parametrelerine göre sürdürdüğünü raporlarında vurgulamaktadır. Bu raporlar 5 dilde yayınlanmaktadır (İngilizce, Fransızca, Rusça, Çince ve Arapça), Yani bu raporları bütün dünya okumaktadır. Bu raporların tasvir ettiği tablo “BMGS’nin Federal Çözüm hedefine yönelik iyi niyet misyonuna suhuletle devam ettiği” şeklindedir. Böyle olunca da dostlarımız dahil, bütün devletlerin “KKTC’ni tanıyarak pişmiş aşa su katmayalım” düşüncesine kapılmaları normaldir.
BMGS’nin Ocak-Temmuz 2023 dönemine dair raporu yayınlandı. BMGS Raporda Ada’daki temaslarını anlatıyor. Sonunda şöyle diyor:
” Bütün bu çabalarda BM parametrelerini saptamış olan Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarıyla yönlendirilmeye devam ettim.”
Türk tarafı BMGS’nin zikrettiği BM parametrelerini reddetmiş değil midir?!!!
Türk tarafının 32 ay önce reddettiği “Federal çözümü” kolaylaştırmak amacıyla sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” iki toplumu arasında yakınlaşma ve işbirliği zihniyeti alışkanlığı yaratmak maksadıyla BM’nin desteğiyle AB fonlarıyla kurulmuş bulunan “iki toplumlu Komiteler “iki devletli” çözüme yönelmemize rağmen faaliyetlerini sürdürmektedir. KKTC yetkilileri de bu faaliyete ortak olmaktadır.
KKTC topraklarında Maraş’taki statükoyu müşahede altında tutma görevi ifa eden BM Barış Gücü tamamen Rum “Hükûmeti’nin” rızası alınarak Ada’da konuşlandırılmış vaziyettedir. 2000’li yılların başına kadar uygulamada Türk tarafının da rızası alınırdı. Artık bu uygulama yapılmamaktadır.
KKTC ve Türkiye’nin “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” pozisyonundaki karalılığı, sebatı, sınav vermektedir”

CESUR OLMALI, DİK DURULMALI

Görüldüğü gibi Sn. Uluçevik, 3 adımla baskılara yanıt verilmesini önermektedir:

1- İki toplumlu iki bölgeli federasyon öngören BM Genel Sekreteri iyi niyet misyonu (good offices) kapsamı içindeki hiçbir görüşmeye katılmamalıyız

2- Cumhurbaşkanlığı çatısı altında ve BM koordinasyonunda, Federasyon için çalışan iki toplumlu komitelerin faaliyetlerine son vermeliyiz

3- Sadece Rum yönetiminin onayı ile görev yapan ve KKTC ile STATÜ ANLAŞMASI yapmayı reddeden BM Barış Gücü’nü KKTC’den çıkarmalıyız.
Benim de 2.5 yıldır bıkmadan önerdiğim bu 3 adım, dün de tekrarladığım, sahada atılması şart olan 7 fiili adımın içinde de yer alıyor.
Anımsanacağı gibi BM Genel Kurulu’nun Mayıs 1983’de aldığı Rum yanlısı baskıcı karara, sahada yanıt vererek KKTC’yi ilan etmiştik
Yine Crans Montana sürecinin Rumlar tarafından çökertilmesine yanıt olarak da 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de BMGS Guterres gözetiminde yapılan gayrı resmi 5 +1 konferansında İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM önerimizle yanıt vermiştik.
Şimdi de BM Güvenlik Konseyi’nin çizmeyi aşan baskıcı, dayatmacı, federasyon öngören, Rum yanlısı başkanlık açıklamasına karşı, mutlaka sahada kalıcı fiili adımlar atarak yanıt vermeliyiz
Büyükelçi ULUÇEVİK, 3 adım, ben de dün 7 adım önerdim.
Anavatanın, en azından bu önerilerden bir kısmını hayata geçirme kararı alması, baskı ve dayatmaları püskürtme ve milli çıkarlara milli onurumuzu koruma açısından şarttır